DİĞER
"Aslında neo-liberal ekonomi tam bir öznellik ekonomisidir ama öznellik burada makinenin tam bir parçası olmak anlamındadır, artık özne-nesne, insan-makine, canlı-cansız ayrımının kalmadığı, makine için var olan bir öznelliktir."
"Belki de Dünyanın Sonundayım sonuna kadar gerilimi ve belirsizliği sürdüren, iktidar mücadelesi içinde çaresizliği resmeden bir roman. Aile iktidarının aynı zamanda ailesizlik olduğunu gösteren, gerçekçi ve hazin bir anlatı."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Galerist'teki Bedbahtlıklar ve Yeni Hazlar sergisi / "Türk Mata Hari" Emine Adalet ve Benli Belkıs / Yahya Kemal'in kaçışı ve dönüşü / Hayatta Kalma Sanatçıları / Armağan Çağlayan
"Kitabın militan bir ‘gidenler’ ve ‘çekip gitme’ savunusu olduğunu söyleyemeyiz. Onlar adına konuşsa da yazının da ve esasen fotoğrafların da dile getirdiği sadece gidenlere özgü bir hayaletlik ve artık-orada-olmama hali."
"Bir çocuk kitabı sınırları aşmayı, hayallerin gerçekleşebileceğine inandırmayı, ufuk açmayı, duyguları keşfetmeyi kendisine dert edinir. Böylesi özgürlükçü bir ortamda ortaya çıkan eser gelişim kaygısına takıldığında sanat olmaktan çıkar. Sonuç odaklı hale gelir. Yavaşlar. Bilimsel verilerle konuşmak zorunda kalır. Ağırlaşır."
“Şaziye Karlıklı’nın biyografileri içinde geçen şahsiyetler ve olaylar o denli çarpıcı ki, bu kitaplar üzerine çıkan kısa yazılarda ister istemez bu detaylar öne çıkmış, ben daha katmanlı bir okumayı önermek istedim. Ayrıca, kitap tanıtımı sadece tanıtmakla kalmalı ki, gerisini merak edip siz okuyun, dikkatinizi çeken kısımları siz kendiniz seçin, en önemlisi, şu sıkıntılı günlerde, Karlıklı’nın su gibi akıp giden iki kitabı ile tanışın…”
Şair Saramago'nun şiirleri de tıpkı romanları gibi okunduktan sonra kolay kolay unutulacak türden değil... Belki de Neşe'nin çevirmenleri Işık Ergüden ve Zarife Biliz ile çeviri süreci üzerine konuştuk...
Orçun Türkay, anlatı ve öykü biçiminin içinden başka bir yazını inşa etmeye devam ediyor...
Oğuz Atay’ın uyumsuzlukları ve münzevilikleri yarım kilometre öteden bile belli olan kahramanları, hayatın yaşarken öğrenilecek bir şey değil, öğrenilerek yaşanılması lazım gelen birer mimarî proje olduğunu işite işite büyümüşlerdi...
Şüphesiz Orhan Koçak’ın Deleuzecü olmak gibi bir sorumluluğu ve zorunluluğu yok. Ancak anlaşılan Ayhan Geçgin edebiyatı için Deleuze düşüncesi önemli bir kaynak...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık